SAğLıK Haber Girişi : 11 Ocak 2023 15:31

KRONİK YORGUNLUK SENDROMUNA GÜNCEL BİR BAKIŞ

KRONİK YORGUNLUK SENDROMUNA GÜNCEL BİR BAKIŞ

KRONİK YORGUNLUK SENDROMUNA GÜNCEL BİR BAKIŞ

Kronik yorgunluk ve/veya kronik yorgunluk sendromu (KYS), çoğunlukla hekimlerin tedavi etmekte zorlandığı, sık rastlanan klinik bir problemdir. KYS tanısı spesifik biyomedikal göstergelerin olmamasından dolayı zorlukla konur ve tanı esas olarak hastadan alınan subjektif bilgilerin, bu sendroma ait sınıflamaya uygun olup olmadığı kararına bağlıdır. Belirtilerin nedeni açık değildir. KYS ile ilgili bu belirsizlikler daha geniş, çok yönlü ve sistematik değerlendirmelere ihtiyaç olduğunu göstermektedir. Bu derlemede KYS ile ilgili etiyopatogenez, klinik özellikler, sınıflamalar ve hasta tedavisindeki son gelişmeler ele alınacaktır. (Türk Fiz Tıp Rehab Derg 2007;53:69-73)

 

Yeni adıyla “Kronik Nöroendokrin İmmün Disfonksiyon” genelde dinlenmeyle geçmeyen 6 aydan uzun süren, iskelet kas ve baş ağrılarıyla kendini gösteren kronik bir rahatsızlıktır. Kronik yorgunluk sendromunun diğer yorgunluk rahatsızlıklarından farkı, hastalığın nedeninin hala bir tartışma konusu olmasıdır. Belirtileri, kısa dönem için etkili olan stres ve yorgunluk belirtileri ile benzerlik gösterirler. Bu yüzden iki olay birbiri ile karıştırılabilir. Her kendini yorgun ve halsiz hisseden insan kronik yorgunluk sendromu hastası diye bir şart yoktur. Hastalığın kesin tanısı için bu tanıyı alanında uzman bir hekimin yapmış olması gerekir. Eğer kişideki yorgunluk ve halsizlik hissi çok uzun zamandır devam ediyorsa ve buna mide bulantısı, karın ağrısı gibi fiziksel belirtiler de eşlik ediyorsa ortada kronik yorgunluk sendromunun varlığından şüphe edilebilir. Kronik yorgunluk sendromunun sık görülen belirtileri şu şekildedir:

 

  • Bitkinlik ve uyku halinin sürekliliği
  • Kas ve eklem ağrısına eşlik eden boğaz ve karın ağrısı
  • Enerji yokluğu, mide bulantısı kusma, bağırsak sisteminde bozulmalar gibi fizyolojik belirtiler
  • Unutkanlık ve bilişsel performansta düşüklük
  • Uyku düzeninin bozulması ve huzursuzluk hissiyatı
  • İş yaşamında ve sosyal hayatta olumsuz etkiler
  • Depresyon.
  •  

Kronik yorgunluk sendromu daha çok kadınlarda görülmektedir. Burada önemi bir detay, kadınların sağlık kuruluşlarına daha sık başvurduğu da unutulmamalı ama. İş temposu yoğun olan ve stresli yaşam şartları olan 30-50 yaş aralığındaki kentli nüfusta sıklıkla gözlemekteyiz. Hastalığın şiddeti kişiden kişiye farklılık seyrettiği ve başka hastalıklarla karışabildiği için çoğu zaman hastalar doktora başvurmaktadır. Sürekli yorgunluk çeken kişilerin mutlaka doktora başvurması ve gerekli tetkiklerin yapılarak tedavilerini alması gerekir.

 

Kronik yorgunluk sendromunun tedavisinde uzmanlaşmış rehabilitasyon klinikleri genellikle etkilenenlere genel durumlarını iyileştirmek için regülasyon tıbbı ve bütünsel tedaviler sunar. Kronik yorgunluk durumunda rehabilitasyon genellikle yorgunluk sendromunun gerçek tetikleyicilerinin tespit edilerek onların eliminasyonunu hedefler. Eş zamanlı beslenmesini düzenler, bağırsak florasını düzenler, bedeni bağ dokusundaki toksinlerden arınmayı amaçlar ve kişinin semptomlarını ortadan kaldırmaya odaklanır. Kronik Yorgunluk Sendromu yaşayan hastalar aktif bir sosyal yaşam için teşvik edilir. Rahatlama ve stres azaltma teknikleri kronik ağrı ve yorgunluğu azaltmaya yardımcı olabilir, fakat bunlar Kronik Yorgunluk Sendromu için esas tedavi yöntemi değildir. Orta dereceli fiziksel egzersiz de yararlı olabilir.

 

Hastaya şunlar da tavsiye edilebilir:

  • Yorgun hissettiğiniz günlerde çok fazla egzersizden kaçının.
  • Aktivite, dinlenme ve uyku zamanlarınız arasındaki dengeyi sağlayın.
  • Büyük görevleri daha küçük yapabilir boyuta indirgeyin.
  • Daha zorlu görevleri haftaya yayarak yapın.
  • Derin nefes egzersizleri yapın. 
  •  

Kronik yorgunluğun tedavisinde, klasik tedavi yöntemlerinin çözüm getiremediği vakalarda, binlerce yıldır uzak doğuda, son elli yıldır da batıda birçok hastalığın tedavisinde kullanılan akupunktur iyi bir alternatiftir.