GüNCEL Haber Girişi : 29 Mart 2023 09:47

DEPREM VE DOĞAL AFETLER GÖLGESİNDE YSK SINAVINA HAZIRLIK

DEPREM VE DOĞAL AFETLER GÖLGESİNDE YSK SINAVINA HAZIRLIK

Ülkemizde yaşanan deprem ve doğal afetler gölgesinde 2,5 milyondan fazla genç YSK sınavına (Yükseköğretim Kurumları Sınavı) girecek. Her ne kadar sınav grupları için alınan kararla ikinci dönemin konuları çıkarılmış olsa da özellikle felaket bölgesinde sınava girecek adayların sağlıklı bir hazırlık süreci geçirmeyeceği aşikâr. Böylesi yönetilemeyen; doğal afet sorunlarının, yaşam kaygısının ve geleceğe ilişkin belirsizliğin olduğu bir ortamda bir de sınav stresini yaşayan gençlerin işi daha da zor olacağa benziyor.

         Gelinen noktada sınav yaklaştıkça öğrencilerde ki kaygı, stres ve heyecan durumları netlerinin düşmesine ve başaracaklarına olan inançlarının zayıflamasına neden olmaktadır. Peki, kalan süreyi sınava girecek olan adaylar nasıl daha etkin değerlendirmeli? Öncelikle yapılması gereken öğrencilerin kendileri için doğru bir hedef belirlemeleri olacaktır. Sonrasında da bu hedefe ulaşmak için gereken net sayılarını (TYT ve AYT’den hangi dersten kaç net yapacaklarını) belirlemeleri bunun için uygun bir çalışma programı ve çalışma ortamı hazırlamaları gerekiyor. Sınava hazırlık sürecinde öğrenciler hedeflerini oluştururken ana hedef ve bunun alt hedefleri şeklinde yapmalılar. Alt hedeflerin her biri bir aşama. Adaylar kendilerine günlük, haftalık ya da aylık alt hedefler belirlemeliler. Alt hedefler; adayların ana hedeflerine ulaşmak için çalışırken ne kadar gelişim gösterdiklerini, nerelerde aksaklık yaşadıklarını görmeleri için onlara bir fırsat sağlar. Ayrıca adayların hedeflerine ulaşmak için çalışırken uzmanlardan destek almaları sağlıklı bir hedef belirlemeleri için son derece önemli.

         Öğrencilerin kalan bu yaklaşık iki aylık sürede yapmaları gereken ilk şey öncelikle bilgi eksikliklerini halletmek olmalı. Nitekim sınav, öğrencilerin konuyu özümseyip ardından da karşısına çıkan problemi çözme kabiliyetini ölçüyor. Sonrasında yapılması gereken bol bol deneme ve soru çözmek olmalı. Özellikle farklı yayınlardan soru çözmeleri farklı soru tiplerini görmeleri açısından yararlı olacak. Bu denemeler ışığında eksik oldukları konuları tespit edip tekrar yapmaları sağlıklı olacak.  Her deneme sınavından sonra yanlış yapılan sorular tek tek analiz edilerek hangi konulardan ve nerelerde yanlışlar yapıldığı tespit edilmeli. Öğrenciler dikkatsiz okumadan kaçınmalı, sorunun “mantığını kavrayarak, onları zorlayan ve çelişki yaşatabilen soru tiplerinde hataya düşmemek için kişisel yorumlamadan kaçınmalı ve sorunun kendi mantığıyla düşünmeliler. Yine öğrenciler biyolojik saatlerine dikkat etmeleri, deneme ve test çözerken düzenli süre tutmaları, aynı saat dilimlerinde çalışmaları onların zamanı verimli kullanmalarını sağladığı gibi deneme sırasında sorulara odaklanma problemlerini de büyük oranda çözmüş olacak. Ayrıca deneme çözerken öğrencilerin hangi test grubundan başlayacaklarını karar verip bunu alışkanlık haline getirmeleri gerekir. Denemelerde öğrencilerin en çok zorlandıkları bir diğer durum da zaman sıkıntısı (süreyi yetiştirememe) ve sınav kaygısı olduğunu görmekteyiz. Sınav kaygısı; öncesinde öğrenilen bilginin sınav sırasında etkili bir biçimde kullanılmasına engel olan ve başarının düşmesine yol açan yoğun kaygı olarak tanımlanır.  Sınav kaygısının aslında belirli ölçülerde olması sınava hazırlanan öğrenciler için olumlu bir uyarıcı görevi görmekte. Ancak kaygının düzeyi artıkça yönetilmesi güç duygu durumlarına da neden olduğu unutulmamalı. Sınav kaygısını tetikleyen durumlara baktığımızda;  kişilere göre farklılık göstermekle beraber genel anlamda başarısız olma ve değerlendirilme korkusu, kişiye uygun olmayan bir çalışma stili, görev ve sorumlulukların ertelenmiş olması, yorgunluk uykusuzluk ve yanlış beslenme, aile ve çevrenin yüksek beklenti düzeyleri ve sınavın yaklaşması ile hazır olmama korkusu olduğunu söyleyebiliriz.

       Yoğun sınav kaygısı yaşayan öğrencilerde sınav sırasında öğrenilen bilgiler aktarılamaz. Dolayısıyla öğrenci okuduğunu anlama ve düşünceleri organize etmede zorluk yaşar. Bu da dikkatinde bir daralmaya ve azalmaya neden olur; kişi sınavın içeriğine değil sınavın kendisine ve buna bağlı olarak yaşananlara odaklanır.  Zihinsel beceriler zayıflar, bilgilerin hatırlanması zorlaşır. Enerji tükenir ve israf edilmiş olur. Bu aynı zamanda öğrencide fiziksel rahatsızlıkların ortaya çıkmasına neden olur. Öğrencilerin zorlandığı bir diğer nokta ise sınav da zaman yönetimidir. Bunu aşmanın en iyi yolu ise test çözme tekniklerinin bilinmesi. Öncelikli olarak yapılması gereken turlama tekniğini kullanmaları olacaktır. Turlama tekniği bir testteki çok kolay ve kolay soruların 1. turda çözülerek diğerlerinin 2. tura bırakılması tekniğidir. Adayların turlama tekniğini kullanmaları başarı oranlarını önemli derecede yükseltiyor. Turlama tekniği hata yapma olasılığını azaltırken, zamanın daha iyi kullanılmasına yardımcı olduğu gibi yapılan net sayılarını da arttırıyor. Denemeler çözülürken veriler iyi okunmalı soru ne istiyorsa şıklarda ona göre cevap aranmalı ve tüm şıklar okunduktan sonra soru cevaplanmalı. Cevap şıklarında cevaba benzeyen bazen iki, bazen de üç şık (çeldirici) bulunabilir. Çeldiriciler ilk başta cevap gibi görünebilir; ama ufak bir zihni egzersizle doğru cevabı bulunması mümkündür. Bu tip sorularda cevap genellikle soru metninde saklıdır. Soruyu ve verilen bilgileri anlamadan asla şıklar okunmaya başlanmamalı. Bazı sorularda, soruda verilenlerden cevaba gidilmiyorsa şıkları elenerek doğru cevaba yaklaşabilir. Paragraf tipli sorularda paragraftan önce soru kökünün okunması adayların zamanı etkin kullanmaları sağlamakta. Soru kökleri okunurken “değildir, olamaz, yanlıştır, hiçbir zaman, asla, birbirinden farklı, ayrı ayrı, benzer, yan düşünce vb.” gibi ifadeler gözden kaçırılmamalı. Çünkü insan psikolojisi soru içindeki ifadeleri olumlu yönde algılamaya eğilimli. Öte yandan günümüzde yapılan sınavlar bilgi yerine yorum, mantıksal analiz ve muhakeme gücü gerektirdiğinden adayların bol bol kitap okumaları ve bu yeni nesil soru çözümlerine ağırlık vermeleri sınav başarılarına önemli katkılar sağlayacak. Yeni sınav modeli içinde PİSA, TIMMS ve ALES benzeri soruların çoğunlukta sorulduğunu görüyoruz. Bu nedenle adayların çıkmış ALES sorularını çözmeleri ve Son 3 yılda TYT ve AYT’de çıkan sorulara benzer soruları içinde barındıran kaynaklardan yararlanmaları sınav mantığını anlamaları noktasında onlara yardımcı olacak.

       Son olarak sınava girecek sevgili öğrenciler sınavlar sadece bilginizi ölçer. Unutmayın; insan neye inanırsa ona dönüşür. Lütfen kendinize olan inancınızı koruyun ve bu inancınızı sarsacak kişi ve durumlardan kendinizi uzak tutun. Evet, “Hiç kimse başarı merdivenlerini elleri cebinde tırmanmamıştır.” Ancak saatlerce ders çalışarak bu süreci sürdüremezsiniz. Zaman zaman kendinizi ödüllendirin ve sevdiklerinizle birlikte sizleri rahatlatacak etkinlikler planlayın. Bu etkinlikler sizlerin bu süreci çok daha kolay yönetmesini sağlayacak.

                                                                                                                                     Dr. Gülsen Figen FİDAN